her şey ben bebekken hiç susmuyorum diye, babamın emziğimi viskiye batırmasıyla başladı.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

5 Nisan 2012 Perşembe

Yazmıyım yazmıyım diyorum. İçimde patlayacağına, yüzünüzde patlasın.


Meraba. Dönemsel serzenişlerime hoş geldiniz. Elbette ki konum savaş. şu garip günde ne yazsaydım lan... aşklı böcüklü roman mı yazsaydım?

Bugün sayısını bilmiyorum ama bi çok insan sildim facebooktan. Keza twitterdan da takibi bıraktığım insan sayısının haddi hesabı yok. Bu olaylar cereyan etmese kim hümanist kim değil kestiremiyoruz panpalar. O kadar garipsiniz ki, beni bunları yazmaya zorluyosunuz resmen. Sonra da Hazal niye şörölöy, Hazal  niye töbölöy.

İlk olarak sözüm ‘tüm Kürtleri ortadan kaldıralım’ şeklinde çözüm(!) önerisi sunanlara. Bahsettiğiniz şeyin bi soykırım olduğunu, tek amacı; varlıklarını kabul ettirmek olan bi çok insanın ve bi çok masum çocuğun -savaşı durdurmak amacıyla- katledilmesini istediğinizi biliyor muydunuz? Bir grup pkk’lı, bir grup askeri öldürdü diye, bütün bi soyu kötülemenin, genellemenin nesi hümanistçe? Sizin Hitler’den bi farkınız kalacak mı e be kaynatasızlar. (burada sikkofield’a gönderme yaptım)

Savaşın karşıtı nedir aç bak. Çocukluktan beri burnuna sokulmuş üstü kapalı sözde gerçekliklere salya akıtarak inanmak yerine, aç bi doğruları oku. Biraz türk siyasi tarihi hakkında bilgi edin. Sonra geç karşıma konuş. 

Tek çözüm barıştır. Yıllarca süren savaşlara bak. Ölen insanlara bak. Her iki tarafın da kaybına bak. İnsanları kimliklerinden bi ayır. Cinsiyetlerinden, inanışlarından ve ırkından soyutla bi onları. Sadece insan olduğu için öldüler onlar. Ölecekler. Şu anda birbirleriyle sorun yaşamayan gül gibi geçinip giden komşularına bak. Hani örnek alıyosun ya ondan söylüyorum. Bu kadar rahat olmalarının tek nedeni barıştır. Şiddetle hiç bi yere varılmaz. Yıllarca pkk’ya ota boka bilmem neye karşılık verildi de noldu lan? Noldu bitti mi, geçti mi? onlar öldü, biz öldük. Yenileri doğdu. Yenileri öldü. Yenileri doğacak. Bu ne lan böyle? Töre cinayetinden farkı ne bunun. Uçsuz bucaksız amansız kana susamışlık. Yuh lan bize. Yuh lan tüm şiddette çözüm arayanlara.

İkinci ve son olarak; işin başka bi boyutuna değinmek isterim. Askerlik kavramı, olacaklardan haberdar olunarak, napacağını neyle uğraşacağını bilerek gittiğin bi yerdir. Hatta seve seve gidersin. He sevmiyosan sike sike gönderiyolar orası ayrı. Ama şöyle de bişey var ki; nereye gittiğini ve ne olacağını biliyosan, ülkende hala askerlik devam ediyosa (ki bence tüm sorunlar buradan çıkar) ve dağda, orda, burada öldü diye, ‘şehittir vatan sağ olsun’ kafasındaysan sana laflar hazırladım. Öncelikle güzel beyninin kabul etmesi gereken bi gerçek vardır; olacaklardan korkuyorsan, ölmek ve öldürmek istemiyosan, bu dayatmacı düzende elinde silah oraya buraya gönderilmek istemiyosan yani.. vicdani red diye bişey var. Ki benim de benimsediğim bişeydir. Sen hem davullu zurnalı gönder insanları askere, ölünce de niye öldü de. Pkk olmasa da ölecekti onlar uyan artık çocuğum. İsme, ırka, dine takılma. Dünyanın her yerinde askerlik kavramı olduğu sürece, hele ki şirin ülkemizdeki gibi zorunluysa, savaşlar devam edecektir. Sen de öleceksindir. Benim önerim zorunlu askerliğin kalkmasıdır. Gerçekten isteyen zaten gider. Zaten savaşmaya, vatanı için ölmeye(?) hazırdır. Aksi takdirde ya çevresindekileri ya da daha kötüsü, kendini kandırıyordur şekerim.

Volahi yazdım da rahatladım lan. Şimdi dağılabiliriz. Öptüm canikom.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder