Do you like breathing?
İnsanlar (gördüğünüz üzere insanoğlu demiyorum; çünkü
dildeki erkek egemenizmini yok etmek istiyorum) daha ortada din, dil, ırk
ayrımı yokken bile duygularını ifade etmek için müziğe başvurmuşlardır. Dünya
üzerindeki ilk müzik aletinin 40.000 yıllık, 5 delikli bir flüt olduğunu
düşünürsek; müziğin önemini biraz olsun vurgulayabilirim sanırım.
Evet baktığın zaman o kadar da önemli gibi durmaz. Hatta
önem verdiğin şeylerin listesini yapmanı istesem, müzik ilk 5’inde yer
almayabilir. Ama her gün duyduğum armonilere, az çok tıngırdattığım gitarıma,
duştayken bile beynimde çalan şarkılara baktığımda çok büyük bir toparlayıcı
gücü olduğuna inanıyorum. Benim için:
Şöyle ki;
son zamanlarda günlerim pek de istediğim gibi geçmiyor.
Genel olarak hayatıma baktığımda elle tutulur bir problemim yok. Acaba neyin
şımarıklığını, neyin üzüntüsünü yaşıyorum diye her gün kendime soruyorum. Bir
çok küçük sebebin birleşip bir karadelik oluşturduğunu görüyorum sonra. Ve bu
karadelik şansımı da alıp götürmüş sanki. Eskiden çok şanslıydım.
Sanırım artık büyüdüm. Büyümek böyle bir şeydi çünkü değil mi? Hayallerin
kaybolurdu.
‘artık daha gerçekçi hayallerin olmalı Hazal.’ ‘hayatta
kalmak ve sürünmemek için başka şansın yok Hazal.’ ‘bir işin olsun önce, sonra
hobilerini yaparsın bence ya.’ ‘hayır dostların seni terk etmedi, sadece kendi
hayatlarını yaşıyorlar.’ ‘hayır hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.’
Bir umutsuzluk sıralaması yaparsam: bugün yataktan çıkmak
istemiyorum < iş hayatı(!) < uff snane be slk .s < lanet olsun bu
hayat lanet olsun bu sevgi < ama hani müzik yapacaktık.
Müzik yapmalıydık aslında.
Aslında müzik yapmalıydık ya.
Olabilecek en yanlış ülkede doğduğun için en iyisi kpss’ye
gir Hazal. Müziği başkaları yapıyor ne de olsa. He Teoman’a da buradan nanay ve
de höbölöy. Elinin altındaki güzelliği kendine oyuncak ettiği için. Şu saatten
sonra yeni şarkı yapmasın, samimiyetine inanmayacağım artık yoksa.
Hıncını da Teoman’dan çıkar onun da çok çükündeydi çünkü.
Anlatmak isteyip de bir türlü anlatamadığım şey şu aslında…
Bu satırları bile müziksiz yazamıyorsam eğer, kendimi her kötü hissettiğimde
güzel bir melodi açıp sakinleşebiliyorsam, müzik her şeyi iyileştiremese bile
acıyı dindirebiliyorsa; neden devlet kavramına inanmadığım halde devlet memuru
oluyorum?
Sistem ağzımıza sıçıyor. Bir tatlı huzur almaya geldik
kalmamış lan. Şerefe dostlar.