her şey ben bebekken hiç susmuyorum diye, babamın emziğimi viskiye batırmasıyla başladı.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

24 Mayıs 2013 Cuma

‘Her şeyi kaplayabilecek denli ruhluca…’


Çok acı bir gerçekle yüzleştirmeye geldim seni. O kadar acı ki, ciğerin yanabilir. Baştan uyarayım ona göre oku ya da okuma.

Şimdiye kadar sevdiğin, öptüğün, güldüğün hiçbir insan senin için doğru insan değildi. Hiçbir eski sevgilin hayatının aşkı olmaya yaklaşamadı. Deli gibi sevdiklerin ama seni sevmeyenler de yanlıştı, seni deli gibi seven ama senin sevemediklerin de. Hepsi o kadar yanlıştı ki, seni kendinden bile uzaklaştırdı. Olmadı. Onlarla bir daha olamazdı da.

Doğru insan diye bir şey mümkünse bunu saç diplerinde hissedersin. Eğer şu an o insanın göğsüne yatamıyorsan, elini de tutamıyorsan; sen doğru insanı hiç bulmadın. Çünkü şu anda yalnızsın. Yanında biri yok.

Sen okyanuslar ortasındaki bir buzdağısın. Senin görünmeyen çok güzel yönlerin olabilir, pek çok gemiyi batırabilirsin ama yanında başka bir buzdağı olmadığı sürece, sen sadece tek başına bir buzdağısındır.



Bugün mezuniyet fotoğrafları çektirirken bir kez daha fark ettim. Benim yanımda bir buzdağı yoktu. Çok tatlı arkadaşlarım vardı, canımdan çok sevdiğim bir ailem vardı. Kendinden önce beni düşünen biri yoktu.

O çok tatlı arkadaşlarımdan ikisinin, yanlarında gözlerini parlatan ‘hayat parçaları’ vardı. Benim hayat parçam neredeydi? Erkek ya da kadın. Neredesin?

Yani tamam gelmeyedebilirsin ama umut verme bari.


Neyse diğer konuya geçecek olursam, ARKADAŞLAR MEZUN OLUYORUM ÇOH HEYECANLI DEĞİL Mİ SİZCE DE YENİ BİR HAYAT YENİ ARKADAŞLAR BİR İŞ BİR EV BİR SEN TEZER BİR BEN BİR DE BEBEK.

Şu an anlamış bulundun ki ben ciddiyetini en fazla 6 paragraf koruyabilen biriyim. Belki de sorun bu.

Ayrıca son 2 yıldır her yaz taşınıyorum. Hava 165 derece ve ben koli yapıyorum, oda topluyorum, nakliyatçı amcalarla muhatap oluyorum. MANYAĞIM ÇÜNKÜ. Değişiklikten ve sıcaktan hoşlanmayan bir ejderhayım. Her an alev püskürtmeye müsait bünyemle, bir iş, bir aşk, bir hayat arayışım var.

Ve en az rüyalarım kadar fantastik bir adamla dünyayı gezeceğim. 

1 Mayıs 2013 Çarşamba

Dikkat dikkat.


1 Mayıs 2013 Çarşamba. Devlet halka savaş açtı. Devlet yolları kapadı, köprüleri kaldırdı. Gaz bombasını kurşun niyetine kullanan polisler, bir genç kızın kafatasını kırdı. Yüzlerce insan yaralandı. Arabalar, sokaklar biber gazları ve gaz bombalarıyla kaplandı. Taksim’de inşaat çukurlarına düşülmesin diye işçileri alana almayan devlet, halkın çukura düşmesindense kafataslarını kırmayı tercih etti. Siyasi otoriteler hiçbir şeyden korkmadı örgütlülerden korktukları kadar. Çünkü örgütlüler içlerinde kocaman bir güç barındırıyordu. O güç o kadar kocamandı ki; herkes tek yürek olabilse, hükümeti gök haritasından silebilecek kararlılığa sahipti. İçlerinde fabrika çalışanlarını, sanatçıları, tiyatrocuları, feministleri, lgbt üyelerini, hizmet sektörü emekçilerini barındıran bu güçten ölesiye korktular. Tayyip’in kuklası olan antihümanist polisler, insanları öksürükten gebertene kadar biber gazı sıkmayı tercih etti. Ben eminim ki kurban bayramı alanlarda kutlanan, eylem içerikli bir bayram olsa; sevgili devlet ağzını açmayacağı gibi, bedava otobüs-vapur seferleri düzenlerdi.









Bugün insanların sadece bedenleri değil, yürekleri de yaralandı. Bugün tarihe geçti. Kendi adıma şunu söyleyebilirim ki, yıllardır yapılan zulümlerin bir şekilde intikamını almadan ölmeyeceğim. Hiçbirinizden korkmuyorum.

Unutanlar için hatırlatma:

‘bu maskenin altında etten daha fazlası var.
bu maskenin altında bir fikir var..
ve fikirler kurşun geçirmez.
bize fikirleri hatırlayın dendi, adamı değil.
çünkü bir adam başarısız olabilir,
yakalanabilir, öldürülebilir ve unutulabilir.
ama 400 yıl sonra...
bir fikir hâlâ dünyayı değiştirebilir.
fikirlerin gücüne bizzat şahit oldum.
fikirler adına öldürülen ve
fikirleri savunurken ölen insanları gördüm.
yalnız;
bir fikri öpemez,
ona dokunamaz
veya onu tutamazsınız.
fikirler kan ağlamaz.
acıyı hissetmezler.
sevmezler. 
kimse geçmişinden kaçamaz.
kimse hüküm'den kaçamaz.
toplumlar, kendi devletlerinden korkmamalı.
devletler, kendi toplumlarından korkmalı. 

bina nasıl bir sembolse, onu yıkma eylemi de bir semboldür.
sembollere anlam kazandıran insanlardır.
tek başlarına semboller anlamsızdır ama yeteri kadar insanla...
bir binayı havaya uçurmak dünyayı değiştirebilir.
şiddet iyi amaçlar için kullanılabilir.
bu maskenin altında bir yüz var...
ancak benim değil.
ne altındaki kaslardan daha 'ben'dir o yüz...
ne de altındaki kemiklerden.
bu maskenin altında
etten daha fazlası var.
bu maskenin altında
bir fikir var!’ 


dinlemeden ölme.