Yine mesaj kaygısı taşımayan bi yazıya başlıyorum. Haydi
bakalım evetlisi.
Bugün biraz tutkudan bahsetmek istiyorum. Akışkan kreması
olan eti tutkudan.
Öyle bi bisküv-
Şaka lan. Birini severken, bi şey yaparken ya da doğuştan
içimizde barındırdığımız tutkudan bahsediyorum.
Tut ku karnım acıktı, anneme küstüm…..
Neyse konuya devam edebilirsem, ciddi şeylerden bahsedeceğim
söz. Blog yazmak şakaya gelmiyormuş onu farkettim. Bi süre mutlu ve ya yoğun
olduğunda, oturup yazı tasarlamaya bile vaktin kalmadığında, ‘2-3 kişi okuyor
beni yea’ diye düşündüğüm için ‘neden yazmıyorsun, yeni yazı yok mu’ gibi
sorularla karşılaşınca gururum okşanmadı değil. Ki okşanmak güzeldir. En güzel
örneği kedi.
Konuya giremeyişimi öpsünler.
Bugün en yakın dostum, güzel insan, nam-ı diğer Samantha’yla
olağan dertleşmelerimizi yaparken bi şey farkettim. Ta ki düne kadar her şeyde
tutku olmalı diye düşünüyordum kendi kendime. Bu yazıda, tutkunun özellikle
romantik ilişkilerde ne kadar önemli olduğunu savunmak niyetindeydim. Gel gör
ki Sam fikrimi değiştirdi. Daha doğrusu Sam bi şey söyledi ve ben de ‘oha lan
öyle olmasın bence’ dedim.
Tutkunun sadece romantik tarafını ele alarak konuşacağım.
Yanlış anlama. Çünkü bi işi iyi yapmak ya da hayallerimi gerçekleştirmek için o
itici tutkuya ihtiyacım var. Ama birini severken (deli gibi aşık olmaktan
bahsediyorum) o tutkunun hep ağzıma sıçtığını gördüm. Demek ki tutku kakalı bi
şey?
Çok kişiye aşık olmadım. Ama olduğumda da tam oldum. Sevdiğim
adamlarla, aşık olduğum adamları karşılaştırdığımda o artan duygunun tutku
olduğuna karar verdim. Gözümü kör eden, salakça davranmama neden olan, umut
besleten tutku. Tutku midenize kelebek sokar. Böyle rengarenk, uçuş uçuş,
baştan çıkarıcı kelebekler. Sonra o kelebekler kıçınızdan teker teker çıkarken
pek de hoş olmaz.
Yazdıklarımdan tutku kötüdür ya da aşık olmadan tutkuyu
hissedemezsin seni lanet olası pislik dediğimi çıkarma sakın. Birini tutkuyla
sevebilirsin, onunla tutkuyla sevişebilirsin ya da tutkuyla dudaklarından öpebilirsin.
Bunlar çok güzeldir. Ama her şey bittiğinde kalbini dağlamaz. Kıçından kelebek
fışkırtmaz yani, sorun yok.
Bu yazıyı; sakın tutkulu aşıklar olmayın, kimseyi deli gibi
sevmeyin gibi bi yere bağlayacağım sandın değil mi? Hayır. Öküz gibi sev. Çok
yaralansan da sev. Aşk çok güzel bi şey. Çoğu insan bu duygudan bi haber ölür.
Ben korkmuyorum aşktan. Sen de korkma. Hem bak yaşayabileceğin en kötü şeyin
kelebek sıçmak olduğunu da açıkladım. Artık kötü biterse ne olacağını
biliyorsun. Bi dene bakalım. Belki kelebeklerin minik bebeklere dönüşür. Belki
senin kelebeklerin papatya kokuyordur. Ben papatyayı çok severim.