Şimdi eminim ki yukarıdaki başlık, anlatacağım konuyla
ilgilidir diye düşündünüz ama hayır. Değil.
Hepimiz inanılmaz aşklar yaşıcaz diye kendimizi
kandırıyoruz. Filmlerdeki gibi.. kitaplardaki gibi. Ama hep şarkılardaki gibi
aşklar yaşıyoruz.
(evet anlatcağım konu bu)
O hem duyarlı hem yakışıklı, hem biraz tehlikeli hem
koruyucu, hem dürüst hem önemseyen, hem adonis kaslı hem çapkın gülümsemeli,
hem komik hem ciddi… o adam hiç bi zaman gelmicek. Çünkü öyle bi kadın olmadığı
gibi; öyle bi adam da yok.
(burada bi duble rakı koyuyoruz)
Sonsuza kadar süren hiçbişe yok. Buna dostluklar da dahil.
Yoksa o dostum asla gitmezdi ve ben her gün onu bi çeşit lanete tutulmuş gibi
özlemezdim.
Etrafımda mutlu olan insanlara bakıyorum. Başkalarıyla
mutlular. Hayatlarında ‘mükemmel adam’ ya da ‘mükemmel kadın’ var. Bulduklarına
inanıyolar. Ne mutlu onlara. Ama hayır benim gördüğüm şeyi göremiyolar. Biri
sevgilisine, kocasına, karısına (artık her ne bokuysa) hayal ettiği ruhu empoze
etmeye çabalıyo. Olmayınca bağırıyo, küsüyo, cezalandırıyo, trip atıyo.
Hani o mükemmeldi? Neden az önce kalbini kırdın onun? Neden
boktan bi sebepten, herkesin içinde üstüne gittin ruh eşinin? Neden kurduğu
cümle için ya da yaptığı hareket için hakaret ettin ona? Hayatının anlamı neden
işini ve şehrini (sana rağmen) değiştirebildi? Hani gitmicekti o? Madem
doğruydu neden gitti?
Bu soruların hepsine birden cevap verebilen insan(lar)a henüz
rastlamadım. 20 yaşındayım. Umarım önümüzdeki yıllarda cevapları bulurum. Yoksa
halimiz duman.
Sanırım ben azla yetindiğim için kaybediyorum. Oha Hazal ne
yaptın ya özelini niye açtın diye kafa ütülemezseniz; üç beş satır bişe
anlatıcam.
Böyle de mutluyum diyorum, buna içten inandığım için. Kendimi
yalnızken de gerçekleştirebildiğim için. Hata mı ediyorum? Hata etmiyosam bu
yazıyı yazmaya niye gerek duydum?
Şimdi siz beni karamsar bi ruh hali içinde düşünceksiniz ama
ben bunları mutlu olduğum için yazdım. Manyak mıyım neyim arkadaş…
Ne kadar çok farkındalığın varsa; o kadar az şeye ihtiyaç
duyuyosun ama aynı zamanda o kadar çok ayrıntıya takılıyosun.
(şimdi durup bu cümleyi hazmediyoruz. hazırsak devam
ediyorum)
Bana göre 8938489 çeşit ayakkabısı olan kadınla, 9839893
çeşit bilgisayar oyunu bilen adam arasında bi fark yoktur.
(burada kükremeler)
Sakin olalım ve devam edelim.
Herkes bencildir. O giden her kimse gitti diye üzülmezsin.
Senin ona ihtiyacın vardır. O yüzden acı çekersin. Gitti diye değil. İşte bu kadar
bencilsin. Bu kadar benciliz.
Şerefe.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder