her şey ben bebekken hiç susmuyorum diye, babamın emziğimi viskiye batırmasıyla başladı.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

2 Şubat 2013 Cumartesi

Çünkü dudak kenarı, öpülmek için vardır.


Hello Malatya. Dünya üzerinde dudak kenarının değerini bilen kaç insana rastlarsın bilinmez. Ama rastlarsan tadını çıkarmanı öneririm. Çünkü onun varlığı geçirdiğin gribi bile güzelleştirebiliyor. Ki bence çorbadan daha etkili.

Çok sevdiğim dostlarımdan bir kaçının bile beni yargıladığı şu günlerde, hayatın lisedeki ‘kankilop, hacıtasyon’ muhabbetinden ibaret olmadığını anladım. Çok sevdiğin insanlar bir seçim yapıyor, o seçim seni etkiliyor. Seni etkileyen seçim, çevrendekileri de etkiliyor. Bu kombinasyona göre; çok sevdiğin biri bir seçim yaptığında, hiç tanımadığın insanların olaylara uzaktan ahmakça yorumlarda bulunduğunu görüyorsun.

Halbuki öyle olmamıştı o. Ben kimi seversem seveyim yargılamadan bağrıma basmıştım. O insanın ailesi, arkadaşları, yaşam tarzı beni ilgilendirir miydi? Nö.

Sandım ki beni sevenler için de bu böyle olacak.

Olmadı.

Hiç beklemediğin insanlardan kırıcı cümleler işitince, neticeni buzlu suya daldırmış gibi oluyorsun. Netice lafına da her defasında çok gülüyorum. Halbuki göt desem öyle bir etki yaratmayacaktı...

İşte ben bunları yaşarken – bunlardan sana neyse- yargılamadan yanımda dimdik duran bir adam olması o kadar sakinleştirdi ki beni. Sorsam o bile farkında değildir. Çünkü olayların doğal bir şekilde gelişmesi böyle bir şeymiş. Yaşamaya yaşamaya unutmuşum. Zorunluluktan değil de, içten geldiği için yapılan şeyler her zaman daha iyi sonuç vermez mi zaten? Mesela benim severek yaptığım tüm pilavlar çok lezzetli olur. Merhaba ben hamarat geçinengillerden Hazal.

Konuya nereden girip, nereden çıktığıma bakarsak takip mekanizmanı kırdığımı söyleyebilirim. Fundamentals’e 3 kere gitmeyecektim. 3 çok oldu ya.

Ama önemli olan dudağın kenarındaki çukurdu. Neyi kastettiğimi çok iyi biliyorsun. O yüzden mikail yamaşito kombamba kombamba.

4 yorum:

  1. Sıkma tatlı canını.

    YanıtlaSil
  2. iyi de ben zaten mutlu olduğum için yazdım bu yazıyı =)

    YanıtlaSil
  3. Hiç beklemediğinden beklenmeyecek sözlerin gelişinin nasıl ağır olduğunu bilirim. İnanamazsınız da. Ama en acı tarafı da hala devam eder ve asla etkilenmez. Dersin ki aylarca mutlu olduğum bu muydu? Şaşırırsın, sürekli sorgularsın geçmez de. Anlarsın ki kimse senin gibi değil. Sadece heves işte. Birkaç zaman öyle davranıp sıkıya gelince kaçıyor, vazgeçiyor. Sense öyle hemen vazgeçmezsin. Çünkü anlık değildir o söylediklerin. Ama kimse ağzından çıkan söze senin söylediklerine verdiğin özen kadar özen gösterip, önem vermez. Sonra da bu vazgeçiş, bu terk ediş fena koyar adama. Noluyor ya dersin. Uzun süre kendine gelemezsin. Ama böyle böyle yalnız olmadığını da görüp bir parça içini rahatlatırsın acını paylaştığını hissederek. :)

    YanıtlaSil
  4. bence güzel özetlemişsin =) teşekkür ederim. sanırım ortak üzüntüler, mutluluklardan daha çok bağlıyor insanları birbirine.

    YanıtlaSil