her şey ben bebekken hiç susmuyorum diye, babamın emziğimi viskiye batırmasıyla başladı.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

17 Mayıs 2012 Perşembe

tiyatro mu o neymiş ya dizi izleyelim.


İlk sahneye çıktığımda 5 yaşındaydım. Hani ‘insan bi kez sahne tozunu yuttu mu bi daha bırakamazmış’ denir ya. Heh işte onu kim demişse çok doğru demiş, pek doğru demiş.

Tiyatro denince insanların zihinlerinde genel bi kanı olarak ‘piyes’lerin canlandığını gördüm. İçinde o sanat tutkusunu barındırmamış ya da hiç sahneye çıkmamış insanların umursamaz yargıları ve bi oyuna baktıkları zaman gördükleri tek şeyin ‘o an söylenen bi kaç söz’den ibaret olduğu gerçeği can sıkıcı. Bana göre bi oyunu izlemekle, bi kitap okumak arasında fark yoktur. Bu sadece hayal dünyanın sınırlarını ne kadar zorlayıp zorlamadığınla doğru orantılıdır. 

Daha önce hiç bi tiyatro oyunun arkasında olanları düşündün mü? Yani aylarca oyunculuk üzerine çalışmalar, atölyeler yapıp sonrasında bi oyuna dahil olmanın ne kadar emek gerektirdiğini falan. Her sanat dalı gibi bunun da ciddi bi uğraş olduğunun farkında mısın acaba?

Bu sene sanat hayatında 30. yılını kutlayan 'kocaman yürekli bi adam'ın kızıyım. O olmasa bu yazı da olmayacaktı belki. İnsan bütün hayatını kendi elleriyle kurar ama mutlaka birilerinden güç ve akıl almaya mecburdur. İşte bu yüzden size babamdan bahsetmek istedim.

                                                  ahanda babam.

Bense tiyatro hayatımda 17. yılımı kutluyorum bu yıl. Boru değil lan.Yani demek oluyo ki tiyatrosuz geçen 1 yılım bile olmamış. Bi şekilde hep içinde olmuşum. Sayısız oyun izlemişim, binlerce prova yapmışım, başkalarının oynadığı oyunları bile ezberlemişim, oynamasam bile yönetmişim, hiç bi bok yapmasam bile seçtiğim müziklerle katkı sağlamışım. Sonra da sistem gelmiş bana 'sınava girmezsen bi bok olamıyosun' demiş. Sonuç olarak: arkeoloji okuyorum.



Bi paragrafta trajikomik hayat hikayemi özetlemeyi başardım. Hazırsan devam ediyorum.

Bu yazıyı yazma nedenim bazı şeyleri gösteriş amaçlı yapan insanla, bu yola gönül koymuş insan arasındaki farkı göstermekti. Yani toplumsal mesaj virdim. Ne oyunculuk eğitimi, ne sanat okulları. İnsanın içinde olacak arkadaş.

Bütün dizileri izlemek yerine ayda en azından bi kez bi oyuna gitsen, hayatının pozitif yönde ne kadar değişeceğini biliyo muydun? Bi kere beynin uyuşmayacak. Hareket etmiş olacaksın. Hayal dünyan gelişecek. Yaratıcı yönün artacak. Manyak mısın lan sen? Bütün bunlar dururken tv karşısında Fatmagül izlemek ney?


Ney ney çorbası hatta dürüm komedisi.

Uzatmadan bağlıyorum. Sahne kutsaldır. He bi de o silah göründü mü mutlaka patlar!





Aman da sonuna kadar okumuş. Ver bi gıdı. Oyş.



2 yorum: